11 Mart 2015 Çarşamba

Gülsen DOĞAN ile 8 Mart Buluşması ♥


8 Mart Dünya Kadınlar Günü için artık geleneksel bir hal alan Gülsen DOĞAN buluşmasına bu sene ben de davetliydim. Zaten çok uzun süredir takip ettiğim, ara ara konuştuğum Gülsen DOĞAN ve etkinliğe katılan diğer çok değerli bloggerlarla tanışmak, vakit geçirmek o kadar güzeldi ki... Ankara'da gerçekleşen etkinlik, 8 Mart'ı son zamanlarda geçirdiğim en değerli günlerden biri yaptı. 

7 Aralık 2014 Pazar

Duyduk Duymadık Demeyin!!! :)

Sevgilim askerden döndüüü, o dönmeden 3 gün önce de ben Sakarya'ya atandııım :) Bir taşla iki kuş vurmak buna denir sanırım!! 6 aydır hem sevgilimi hem işimi bekliyordum, ikisine de 3 gün arayla kavuştum çok şükürr :)

29 Kasım 2014 Cumartesi

Bonibonlu Limonlu Cupcake ♥

Sanırım tarifini vermeyi en çok sevdiğim şey cupcakeler. Yapmayı da aynı zamanda :) Bu kez aslında en sevdiğim olan ama ilk kez kardeşimin doğum günü için yapma fırsatı bulduğum limonlu cupcake tarifi paylaşacağım. Yaptıktan sonra "Ben en çok limonlu cupcake severken niye daha önce hiç yapmamışım!!" diye düşünmedim değil ama galiba Very Cupcake'in limonlu cupcakelerinin beni çok iyi idare etmesinden bu zamana kadar kendi cupcakeimi yapma gereksinimi duymadım :)

28 Kasım 2014 Cuma

Karaca Kırık Parça Garantisi Deneyimi

Karaca'dan satın aldığımız kahvaltı takımımızın geçenlerde 2 servis tabağı ve 1 fincanı kırıldı. Daha önce böyle bir şey yaşamadığımız için önce Karaca'nın kendi sitesindeki iletişim bölümüne durumu bildirdim. Aradan 1 hafta geçmesine rağmen dönüş olmadı ama bu sırada ben başka bir yol denemeyi de düşünmedim. Yine iletişim bölümündeki mesaj kutusu yardımıyla en kısa zamanda dönüş yapılmasını rica ettim ama herhangi dönüş olmadı. Tabi ben bu sırada baya kızıyorum, "bu nasıl iş ya?" falan diyorum. Utanarak söylüyorum ki o sıra bu durumu bloguma yazıp aşama aşama anlatmayı da düşündüm nasıl ilgisizler, alırken bir daha düşünsünler almayı düşünenler diye :)

1 Ekim 2014 Çarşamba

ROBIN WILLIAMS ANISINA

Hürriyet'in, ölümüne çok üzüldüğümüz Oscarlı yıldız Robin Williams anısına başlattığı ünlü oyuncunun en beğenilen 5 filminden oluşan film seti kampanyasını kaçırmayanlardanım ben de. Sadece 15 kupona sahip olabileceğimiz bu değerli set, özellikle benim gibi kupon biriktirme geleneğini seven ve yaşatmak isteyenler için harika bir fırsattı doğrusu. Kampanya bittikten sonra ancak dün teslim alma imkanım oldu koleksiyonumun yeni filmlerini. Oldukça anlamlı ve şık bir paketi olan yeni film setim, beraber izleyebilmek için sevgilimin askerden dönüşünü beklemek üzere şimdiden en değerli dvdlerimin arasında yerini aldı. 

23 Eylül 2014 Salı

Düğün Elbisemin Başına Gelenler: HİÇ DEĞİLSE BİR KERE GİYSEYDİM!!


Sakarya'dan, sevgilimin yanından gelmişim nasıl mutluyum... Ertesi gün yani pazar günü de annemin kuzeninin oğlunun düğünü var. Düğünden çok önceden haberim olduğu için Trendyol'daki Milla kampanyasında uzun süredir aklımda olan bir elbise alıyorum, bu düğünde giyebilmek için. Öğleden sonra hazırlanmaya başlıyorum, elbiseme göre saç, elbiseme göre takı, elbiseme göre ayakkabı... Her şey elbisemin üzerinden şekilleniyor. Tüm seçimlerim, hazırlıklarım, makyajım bitiyor. Yarım saat sonra falan çıkacağız. Elbisemi çıkarıyorum, kuyruklu bir model olduğu için askıdayken yere değen kısımları biraz kırışmış geliyor gözüme. Hemen ütüleyim 2 dakikada diyorum. Ütü masasına kuyruk kısmını geçiriyorum, bu sırada hoop kenardan ütü yere düşüyor. Bir şey olmamıştır diyorum ama hafif bi yanık kokusu gibi koku geliyor burnuma, malesef umursamıyorum :) Ütüyü alıyorum, kumaşın üzerinde gezdireceğim yavaş yavaş ki ısısı da düşük. Ama ütüyü kumaşa koymamla beraber elbiseme yapışması bir oluyor. Ütüyü kaldırıyorum, ütüye mi bakıyım elbiseye mi bakıyım bilemiyorum. Ütünün altı elbisemin kumaşıyla kaplanmış, plastik gibi bir görünümü var. Elbisemde ise ütünün şeklinde bir boşluk, alttan ütü masası görünüyor. Elimde ütü, gözüm elbisede kalakalıyorum öylece. Hayatımda ilk kez bir şey yaktım, ütüyle ya da başka bir şeyle ki ütüyle olan çok ama çok berbat bir şeymiş... "Anneee" diye bağırıyorum ama hayatımın şokunu yaşıyorum resmen. Hala elimde ütü havada, gözüm elbisede. Anlamaya çalışıyorum, "Yok yok şaka değil mi?" diyorum ama annem gelince anlıyorum her şey çok gerçek. Zaten yanık kokusu da sarıyor her yeri!! 

10 Ağustos 2014 Pazar

♥ Kayınvalide Ziyaretleri ♥

               
Sevgilim askere gitmeden 2 gün önce bize kahvaltıya aldık kendisini. Zaten bizim sülalede bir gelenektir bu. Akraba ya da yakın tanıdık askere gidecek kişi akşam yemeğine çağırılır. Bizim o günkü programımızdan ötürü akşam yemeği geleneği kahvaltıya kaydırıldı. Çok da iyi oldu zira kahvaltı sofraları hazırlamak en sevdiğim!! Bir de sevgilim için hazırlıyorsam...

9 Haziran 2014 Pazartesi

Yeni Keşif: Ted Baker


Geçenlerde erkek arkadaşıma ayakkabı almak üzere girdiğimiz Kentpark Superstep'te Ted Baker'larla tanışabildim sonunda. Hemencecik bi tane sandalete takılıp kaldım bile ama bi hışımla almak istemedim. Zira jelly olan her şeyi çok sevmeme rağmen aslında gün içinde çok fazla kullanmayacağımı düşünerek Furla Candy Bag'lerden de almadığım gibi acaba Ted Baker jellyleriyle de mi yalnızca bir yaz aşkı yaşıyorum biraz düşünmek istedim :)

30 Mayıs 2014 Cuma

Instagram'da Erica


Instagram hesapları hemen hemen tüm bloggerların küçük bir blogu haline geldi. İnstagram'da paylaşılan her fotoğraf özet bir post gibi artık. Her ne kadar ben instagram hesabımı blogumun bir uzantısı olarak kullanmasam da hesabımı henüz keşfetmemiş takipçilerim için ufak gibi tanıtım hazırlamak istedim. Bu aynı zamanda son günlerde çok meşhur olan "instagramda bu hafta-bu ay" postlarının bendeki ilk yansıması olmuş olsun :) 

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Kuğulu Park'ta 23 Nisan

Offf biri beni durdursuuunn!!!

Ya da biri beni durdurmasın desem daha doğru olur galiba!! O kadar çok alıştım ki geç post yazmaya, 14 şubat postunu martta, 23 nisan postunu mayısta yazar oldum :) Hiç böyle olmasını da istemiyorum ama yoğunluktan bir türlü vakit kalmıyor. Yazla birlikte çook rahatlayacağım ve bloguma çok daha fazla vakit ayıracağım neyse ki...

23 Nisan'da sevgilimin de Ankara'da olmasıyla kendimizi Kuğulu'ya attık. O kadar çok seviyoruz ki Kuğulu'da vakit geçirmeyi, insanların arasında kocaman bir aile gibi oturmayı, kuğuları seyretmeyi, çimler ıslak değilse ayakkabılarımızı çıkarıp çimlerde dinlenmeyi... 

23 Nisan olduğu için tabi ki her yerde çocuklar vardı. Çok özendik çocuğu olan bir aile olarak buraya gelenlere. İnşallah en kısa zamanda biz de yaşarız o duyguyu :) Daha şimdiden sürekli bebeklere, çocuklara sarkan, her yerde onları sıkıştırıp seven bir çift olarak tabi çocuğumuzun olmaması 23 Nisan'da hem de Kuğulu'da çocuklarla vakit geçirmeyeceğimiz anlamına gelmedi tabi ki :) Aşırı güzel bir havada, tam da canım haşlanmış mısır isterken mısırcı bulup mısırları kemiririrken, bu sırada mısırımdan ördekleri de nasiplendirirken yanımıza 2 çok sevimli abla kardeş geliverdi bile. Küçük olan çok konuşamıyor olsa da çat pat bi şekilde benden ördeklere atmak üzere mısır isteyip durdu, yorulunca da beni ve ördeklerin mısır yiyişini izlemekle yetindi. Ablası da keza utangaç utangaç benim kopardığım mısırları attı ördeklere, acaip mutlu oldular ördekler onların attığı mısırları yerken :) e tabi onlardan çok biz mutlu olduk, hem ördekleri hem çocukları mutlu ettik diye :)

                         
(Bond ikilisi göreve giderken :p )


4 Nisan 2014 Cuma

Bloggerlar Eşleşti :)



İnstagram hesaplarımız üzerinden katıldığımız "bloggerlar eşleşiyor" etkinliği geçtiğimiz hafta kuraların çekilmesi ve eşlerimizin belli olmasıyla gerçekleşti. Bu tür etkinlikleri zaten çok seven biriyim, üstüne bir de çook tatlı bi insanla, bunegüzellik.blogspot.com blogunun sahibesi Özlem'le eşleşmem bu etkinliği çok daha anlamlı kıldı benim için. 

8 Mart 2014 Cumartesi

KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!!

Bugün 8 Mart Kadınlar Günü ve tabi ki öncelikle tüm kadınlarımızın günü kutlu olsun...

Esasında 1800'lerde Amerika'da bir fabrikada kadın işçilerin yaptıkları grevde çıkan yangınla birlikte bu kadın işçilerden 100 küsurunun ölmeleri üzerine her sene o gün, bu grevde ölen işçilerin anılması kararlaştırılmıştı.

Bu gün bizde ise "Emekçi Kadınlar Günü" olarak yankılandı ilk yıllarda. Tabi bu yankı hala sürüyor ancak kadın emeğinin anılmasının yanı sıra kadınların sosyal ve siyasi haklarının bilincine varılmasının ve kadın başarılarının kutlanılması gereken bu günde bizim toplum olarak anladığımız-farkındalık yaratmak istediğimiz şey büyük ölçüde "Kadına Şiddet" meselesi ve bu gerçekten çok acı...

Hepimiz bu günde etrafımızdaki kadınların kadınlar gününü "kutluyoruz" ama reklamlara, sosyal medyaya baktığımızda "Kadınlar Günü"nden anladığımız tek şey erkeğin ayıbı. Gerek bazı kozmetik markalarının(ki siz kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuzdur) başlattığı ödüllü, kendi ürünleriyle en iyi dayak makyajı gibi yarışmaların söz konusu olması, gerekse ünlülerimizin şiddete uğradıkları izlenimi veren makyajlı hallerinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne denk getirilmesi övünülecek bir proje değil, tam tersi halimize ağlamamız gerektiğinin en açık göstergesi.

Kadınlar Günü'nde asıl vurgu kadının başarısına, kadının azmine, kadının yüceliğine, kısacası kadının kendine olmalıdır. Yukarda söylediğim gibi, Kadınlar Günü'nün ortaya çıkmasında en büyük etken emek kavgasıdır. Evet o grevde birçok kadın işçi ölmüş olabilir ama bu gün neticede "kutladığımız" bir gün. O kadın işçilerin kötü çalışma şartlarına boyun eğmeyişlerini, haklarını aramalarını kutlamamız gereken bir gün.

Şimdi bu günde bizim yaptığımızsa cahil, kendisine bile saygısı olmayan, hasta erkeklerin kadınları maruz bıraktıkları vahşi durumları gün yüzüne çıkarmak. Hayır! Biz bu günde dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen'i hatırlamalıyız, imkansızı başarmış kadın girişimcilerimizi, zamanında okuyamamış ama yaşına bakmadan üniversite bitirmiş kadınlarımızı konuşmalıyız. Bakın kadınlarımızın gücü, demeliyiz. Tarihteki kadın işçi grevlerini anlatmalıyız reklamlarda, kadınların nelere kadir olabildiklerini, kadın azmininin neleri göğüsleyebildiğini göstermeliyiz. Kurtuluş Savaşı'nda askerlerimize yemek, su hatta kilolarca ağırlıktaki mermileri taşıyan kadınlarımızı izlemeliyiz televizyonlarda gözlerimiz yaşararak hatta.

"Kadınlar Günü", senede sadece bir gün yalnızca kadınlara ait bir gün. Nasıl ki sevgililer gününde, yıl dönümlerimizde, doğum günlerimizde sevgilimizi ya da doğum günü sahibini mutlu etmek için çabalıyorsak bu günde de kadınlarımızı mutlu etmemiz, onlara bir insandan çok daha fazlası olduklarını göstermemiz lazım. Kadınların bir çoğunun elinde olmayan, aileleri tarafından köle edildikleri kocalarından, kendilerini sokakta orda burda darp eden hiç tanımadığı bir ruh hastası tarafından, ofiste kendisini taciz eden sapkın patronundan gördükleri şiddet; kadınların kendilerini en özel hissetmeleri gereken bu günde bahsedilecek şey değil. Bu iğrenç durumlardan illa özel bir günde bahsedilecekse bu erkeklere ait bir günde olmalı çünkü bu midesizliklere neden olan onlar. Asıl zavallı olanlar şiddet gören kadınlar değil; bir kadına şiddet uygulayabilen "adam"lardır...

Bütün medya rezilliklerine, kafamızdaki bu güne dair yanlış yapılanmalara rağmen; karşılaştığı onca olumsuzluğa rağmen yılmayan, önüne konulanı yemeyen, sorgulayan, araştıran, ödüller kazanan, icatlar yapan, memleketi için canla başla "erkek" gibi savaşmış, hatta hakları uğruna canından olmuş ve sayamadığım daha pek çok yüceliğe sahip tüm kadınlarımızın KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!

6 Ocak 2014 Pazartesi

Yılbaşı demişken...

   
İnstagram'da, twitter'da, facebook'ta, evde, dışarda, orda, burda, her yerde bu yıl yılbaşısını çok daha fazla heyecanla bekledim. Çok farklı bir yıl olduğundan değil aslında, sıkılıyordum galiba bilmiyorum :) Işıklardı, süslemelerdi, kırmızılardı, kutlamalardı  derken bu işin klasik hediye kısmından bahsetmemek olmaz. Bu yıl  yalnızca biricik sevgilimle hediyeleştik yılbaşı için, az ama baya öz. Ben şu postumda da bahsettiğim üzere massimo dutti'den çok şık bir hırkayla sevgilimi sevindirdim, o da beni sevindirsinler diye şunları düşünmüş hazırlamış. Hediyelerle ilgilenince dikkat çekmek isteyen bir de misafirim var bu fotoğraflarda, eminim çok seveceksiniz :)
Bu yılki yılbaşı hediyelerim ne zamandır aklımda olan boyfriend jean ve son zamanlardaki en taze ihtiyacım cüzdan ve bir de jeanle birlikte Mango'dan hem çok şık hem çok şirin bozuk para cüzdanından oluşuyor. Postlarımı takip ettiğini bildiğim için bir de burdan teşekkür ediyorum aşkıma... Çok seviyorum seni...

3 Ocak 2014 Cuma

Yeni yıla gireriken :)

        

Bu yıl o kadar güzel süslenmiş, o kadar güzel hazırlanmış yerler gördük ki aslında ama malesef bir çoğunu fotoğraf için kaçırdık. Ya çok büyülendik aklımıza gelmedi ya da acil işlerimiz vardı ya da arabadaydık duramadık. Yine de elimde bir kaç yeni yıl anısı var, bir kaçını instagram hesabımda da paylaşmıştım takip edenler hatırlarlar. Şimdi toplu bir gösterim yapmak istedim. İşte benim yeni yıla gireriken cebimde kalanlar... 

Herkese tekrar iyi seneler :)


16 Aralık 2013 Pazartesi

MAC DIVINE NIGHT TANITIMI/ANKARA


     
Geçtiğimiz cuma Ankara-Ankamall'daki Mac Divine Night koleksiyon tanıtımındaydık.

Mac'in yeni koleksiyonlarından az çok haberdardım zaten sitelerinden, çok güzel, uygun koleksiyonlar ve setler mevcut. Özellikle yılbaşı özel setleri gerçekten almaya değer. 

8 Aralık 2013 Pazar

Beklenen Kar Geldi, Sıra Yeni Yılda!

Bu yıl çook soğuk havaların da etkisiyle beraber, 9 aydır özlediğimiz karı 4 gözle bekler olduk. Şu soğuğu azıcık da olsa kırsın diye... Ta ki düne kadar. Yani Ankara için... Yazı, güneşi çok severim ama benim mevsimim esasen kıştır. Yünlü, kalın giysilerin içinde kendimi daha korunaklı hissettiğim için belki. Uzun yağmur çizmelerinin, tüylü şapkaların, sıcacık eldivenlerin, içi pamuk gibi kar botlarının verdiği güveni seviyorum belki de. Hem üşümeyi, hem üşümekle savaşmayı seviyorum ya da. Önlem almayı, "ne giysem üşümem?" diye taktikler geliştirmeyi, mücadele etmeyi, savaşırken mutlu olmayı seviyorum evet. 



İçerdeyken dışarda olmayı istemeyi, dışardayken soğuktan içeri girmek için koşturmayı istemeyi seviyorum. Sevdiğimle soğuk diye mekanların kapalı kısımlarına oturup, sigara içmek için 5 dakika diye dışarı çıkıp ,titreye titreye de olsa güle güle, birbirimizin gözlerimizin içine baka baka o 5 dakikayı 20 dk yapışımızı seviyorum. Evdeyken mis kokulu bitki çayları yapmayı, sahlep hazırlamayı, şekil şekil kurabiyeler, muffinler yapıp sevgilimin ağzına sokuşturmayı seviyorum. Film izlerken üşümeyi, battaniyenin altında ellerimizi birleştirmeyi seviyorum. Yıl boyu üşüyen ayaklarımı sevgilimin ayaklarının altına sıkıştırıp uyumayı seviyorum geceleri. Kocaman oldu diye dalga geçtiğim göbeğine sarılarak ısınmaya çalışmayı... Beni, dışarda geçirdiğimiz her saniye sevgilimin ellerine, kollarına muhtaç ettiği için seviyorum kışı...

11 Kasım 2013 Pazartesi

Kiralık Klasik Gelin Arabası-Ford Fairline-www.gelinarabamiz.com

               
Ablamın evlenme macerasını anlatmaya en sevdiğim yerden başlıyorum. Binadan çıkınca karşımda görür görmez aklımın gittiği gelin arabası'ndan :) Eniştem hepimize sürpriz yapmış, kimsenin bu güzellikten haberi yoktu ve biz günümüz araçlarından güzel süslenmiş bir tane beklerken karşımızda böyle eski böyle tatlı bir gelin arabası görünce neye uğradığımızı şaşırdık. Ablam için çok mutlu oldum; çünkü çok güzel bir anı oldu evliliğinde. Bu arada gelin arabasına gelin-damat ve şoför dışında oturacak tek kişi ben olduğum için kendim için de bir o kadar sevindim. Küçükken babamın galerisinde bu tarz eski arabalara bindiğimi hatırlıyorum birkaç defa ama bilinçli olarak ilk kez böyle bir keyif ve ayrıcalık yaşadım. Bir sürü vine, instagram videosu çektim. Tek kelimeyle harikaydı :))