10 Mart 2014 Pazartesi

Yeniden Akçakoca



Geçtiğim haftasonu Ereğli'de katıldığımız düğün dönüşü gelenekselleşmiş biçimde tekrar Akçakoca'ya uğradık. Bu defaki gezimiz bir öncekine göre daha kapsamlı oldu. Kıyıda taş ve deniz kabuğu toplamanın yanında Ceneviz Kalesi'ni ve kalenin hemen altındaki Mavi Bayraklı Plaj'ı da görmüş olduk. Kale restorasyon nedeniyle kapalı olduğu için içine giremedik ve dolayısıyla içindeki meşhur dilek kuyusunu da göremedik. Kalenin sahip olduğu manzara bir harika, kale plajı da denilen plajın suyu inanılmaz berrak. Yazları deniz tatilleri için Karadeniz kıyılarını pek tercih etmeyen bizler için burayı keşfetmemiz çok iyi oldu. Artık ilk fırsatta o plajda denize girmek istiyorum :)


8 Mart 2014 Cumartesi

KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!!

Bugün 8 Mart Kadınlar Günü ve tabi ki öncelikle tüm kadınlarımızın günü kutlu olsun...

Esasında 1800'lerde Amerika'da bir fabrikada kadın işçilerin yaptıkları grevde çıkan yangınla birlikte bu kadın işçilerden 100 küsurunun ölmeleri üzerine her sene o gün, bu grevde ölen işçilerin anılması kararlaştırılmıştı.

Bu gün bizde ise "Emekçi Kadınlar Günü" olarak yankılandı ilk yıllarda. Tabi bu yankı hala sürüyor ancak kadın emeğinin anılmasının yanı sıra kadınların sosyal ve siyasi haklarının bilincine varılmasının ve kadın başarılarının kutlanılması gereken bu günde bizim toplum olarak anladığımız-farkındalık yaratmak istediğimiz şey büyük ölçüde "Kadına Şiddet" meselesi ve bu gerçekten çok acı...

Hepimiz bu günde etrafımızdaki kadınların kadınlar gününü "kutluyoruz" ama reklamlara, sosyal medyaya baktığımızda "Kadınlar Günü"nden anladığımız tek şey erkeğin ayıbı. Gerek bazı kozmetik markalarının(ki siz kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuzdur) başlattığı ödüllü, kendi ürünleriyle en iyi dayak makyajı gibi yarışmaların söz konusu olması, gerekse ünlülerimizin şiddete uğradıkları izlenimi veren makyajlı hallerinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne denk getirilmesi övünülecek bir proje değil, tam tersi halimize ağlamamız gerektiğinin en açık göstergesi.

Kadınlar Günü'nde asıl vurgu kadının başarısına, kadının azmine, kadının yüceliğine, kısacası kadının kendine olmalıdır. Yukarda söylediğim gibi, Kadınlar Günü'nün ortaya çıkmasında en büyük etken emek kavgasıdır. Evet o grevde birçok kadın işçi ölmüş olabilir ama bu gün neticede "kutladığımız" bir gün. O kadın işçilerin kötü çalışma şartlarına boyun eğmeyişlerini, haklarını aramalarını kutlamamız gereken bir gün.

Şimdi bu günde bizim yaptığımızsa cahil, kendisine bile saygısı olmayan, hasta erkeklerin kadınları maruz bıraktıkları vahşi durumları gün yüzüne çıkarmak. Hayır! Biz bu günde dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen'i hatırlamalıyız, imkansızı başarmış kadın girişimcilerimizi, zamanında okuyamamış ama yaşına bakmadan üniversite bitirmiş kadınlarımızı konuşmalıyız. Bakın kadınlarımızın gücü, demeliyiz. Tarihteki kadın işçi grevlerini anlatmalıyız reklamlarda, kadınların nelere kadir olabildiklerini, kadın azmininin neleri göğüsleyebildiğini göstermeliyiz. Kurtuluş Savaşı'nda askerlerimize yemek, su hatta kilolarca ağırlıktaki mermileri taşıyan kadınlarımızı izlemeliyiz televizyonlarda gözlerimiz yaşararak hatta.

"Kadınlar Günü", senede sadece bir gün yalnızca kadınlara ait bir gün. Nasıl ki sevgililer gününde, yıl dönümlerimizde, doğum günlerimizde sevgilimizi ya da doğum günü sahibini mutlu etmek için çabalıyorsak bu günde de kadınlarımızı mutlu etmemiz, onlara bir insandan çok daha fazlası olduklarını göstermemiz lazım. Kadınların bir çoğunun elinde olmayan, aileleri tarafından köle edildikleri kocalarından, kendilerini sokakta orda burda darp eden hiç tanımadığı bir ruh hastası tarafından, ofiste kendisini taciz eden sapkın patronundan gördükleri şiddet; kadınların kendilerini en özel hissetmeleri gereken bu günde bahsedilecek şey değil. Bu iğrenç durumlardan illa özel bir günde bahsedilecekse bu erkeklere ait bir günde olmalı çünkü bu midesizliklere neden olan onlar. Asıl zavallı olanlar şiddet gören kadınlar değil; bir kadına şiddet uygulayabilen "adam"lardır...

Bütün medya rezilliklerine, kafamızdaki bu güne dair yanlış yapılanmalara rağmen; karşılaştığı onca olumsuzluğa rağmen yılmayan, önüne konulanı yemeyen, sorgulayan, araştıran, ödüller kazanan, icatlar yapan, memleketi için canla başla "erkek" gibi savaşmış, hatta hakları uğruna canından olmuş ve sayamadığım daha pek çok yüceliğe sahip tüm kadınlarımızın KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!

5 Mart 2014 Çarşamba

BİR DÜĞÜN GÜNLÜĞÜ DAHA...

Bir düğün günlüğü daha diyorum çünkü şu postta ve şu postta bahsettiğim ablamın düğününün üzerinden henüz 4 ay geçti ki yine bir düğüne katıldık ailecek. Hem de ablamın düğününün olduğu ilde ve hatta aynı mekanda :)

Hazırlıklarımızı tamamlayıp sabahtan yola koyulduk geçtiğimiz cumartesi, Zonguldak-Ereğli'ye gitmek üzere. Benim için uykulu geçen birkaç saatin ardından kahvaltı etmek için Bolu Dağı'nda yol üstünde Berceste adında bir mekanda mola verdik. Daha önce ablam ve eniştemin bildiği bir yermiş ama ben ve annem ilk kez gördük ve çook beğendik. Berceste'de açık büfe olarak kahvaltı edebiliyorsunuz ve mekan gördüğüm en zengin açık büfeye sahip sanırım :) Arka tarafında da büyük yemyeşil, huzurlu bir bahçesi, bahçenin içinde şirin kamelyalar, büyük salıncaklar, küçük bir değirmen ve bahçenin biraz yukarısında tavus kuşlarından keçilere, ördeklere kadar bir çok hayvanın olduğu minik bir çitflik de bulunuyor. Bahçedeki kısa gezintimde ablamın fotoğraf makinesini kullandığım ve henüz o fotoğrafları alamadığım için telefonumla çektiğim sadece bir iki fotoğrafı paylaşabiliyorum bu bahçeye ait.



29 Ocak 2014 Çarşamba

Work Baby Work


Youtube'da room tourlara çokça rastlıyoruz zaten ama ben video şeklinde, seslendirmeli, fazlaca uzun, gereksiz ayrıntı dolu videolarda çok sıkılıyorum. Sonra sonra makyaj köşeleri, makyaj masaları derken karşılaştığım bazı postlardan yola çıkarak neden ben videodan farklı olarak room tour postu yapmıyım dedim ve ilk olarak çalışma köşemi ele almak istedim. 

Flormar Oje Kurutucu Sprey


Her ne kadar hiçbir zaman alelacele oje sürmesem ve ojelerimi sürdükten sonra da çok temkinli davransam da, bu süreci benim için daha kolay ve kısa bir hale getirebilecek ürünler varken neden eziyet çekiyim diye düşünüyordum uzun süredir ama dediğim gibi zaten ojelerimin dağılması-bozulması konusunda çok sıkıntı yaşamayan biri olduğum için bir türlü sıra gelmiyordu bu oje kurutuculara...

28 Ocak 2014 Salı

FLORMAR PART 2


Ayın flormar'ları postumda bahsetmiştim bi part daha flormar alışverişim olduğunu. Flormarın son koleksiyonlarını çok çok beğendiğimden olacak, hemen elim Flormar'lara gidiyor ojeleri gördüğümde. Bu ojeleri Flormar'ın kendi şubesinden aldım, ojeleri seçtikten sonra mağazadaki görevli arkadaşın teklifiyle yüzüme Flormar'ın yeni cc kremlerinden uyguladık. Benim cilt tipime göre mavi renkte olan uygunmuş. Ben beğendim aslında Flormar'ın cc kremini ama daha önce hiç araştırmadığım için hemen almak istemedim. Kullanmadığım, bi köşede unutacağım ürünleri satın alıp istiflemek istemiyorum çünkü çekmecelere. Sizin Flormar'ın cc kremiyle ilgili görüşleriniz varsa memnuniyetle öğrenmek isterim tabi ki...